26 Kasım 2015 Perşembe

SAİT HALİM PAŞA YALISINDA BRUNCH

A special mansion, a special brunch :) Named after a former Ottoman Grand Vizier, Sait Halim Pasha Mansion was built in the final quarter of the 19th century in Istanbul. In 1914, the German-Ottoman alliance treaty was signed in Sait Halim Pasha and later it was used as casino. The mansion underwent a fire in 1995 while in use as “Official Guest House of the Prime Ministry”. The restoration of the burned mansion was completed in 2002, and the building was restored according to its original architectural style of the 1860’s. Now is this building one of  Istanbul’s most popular venues for social gatherings from weddings to business meetings to special events and amazing sunday brunches...
P.S. For my style photos you can check "BerryDewBlog"



*Bazı kahvaltılar vardır göze hitap ederler, bazıları ise mideye. İşte bugün her ikisine de hitap eden çok özel bir brunchı anlatacağım. Sait Halim Paşa yalısını bilmeyen yoktur, bazılarımız bu seneki 101 Lezzet Festivalinden aşina, bazılarımız burada bir düğüne ya da davete gelmiştir, bazılarımız da boğaz turu yaparken bu güzel binayı uzaktan uzaktan izlemiştir. Hiç gelmediyseniz de üzülmeyin belki bu yazı güzel bir bruncha vesile olur ;) Önce göze hitap eden kısmını anlatayım, boğazın en güzel yalılarından biridir Sait Halim Paşa. Yazın boğaz kenarında püfür püfür oturabilir, kışın da yalının muhteşem ambiyası içinde camdan bakarak manzaraya dalabilirsiniz. Sait Halim Paşa yalısına adım attığınız anda bir prenses edasıyla hareket etmeye başlıyorsunuz. Eeeee bir prensese de muhteşem bir kahvaltı yaraşır. Ben açıkcası itiraf ediyorum kahvaltıyı gördüğüm zaman önce gözüm doymadı. Artık o kadar çok çok olan brunchlara alışmışız ki, hep dolanıp durur ne alacağıma karar veremem ve sonuç olarak yiyemeyeceğim kadar çok yemeği tabaklarla taşıyıp dururum. Sait Halim Paşa brunchı az ama öz. Her denediğimiz yiyecek yüzümüzün daha da kocaman gülümsemesini sağladı. Önce size zencefilli mercimek çorbası ikram ediliyor, ki bizler buna bayıldık, sonra da açık büfeden aldığınız tabakla boğaza karşı keyif yapmaya başlıyorsunuz. Benim kahvaltıdaki favorilerimden biri mantarlı kişdi. Peynir büfesi, pancakeler, omlet, sahanda yumurta, kruvasanlar, simit, bal-kayma, mini cheesecake ve tatlılar.... anlayacağınız brunchda ihtiyacınız olan tüm lezzetler var. Krallara layık olan bu brunch her pazar 10:00-13:00 saatleri arasında. Daha fazla detay için Sait Halim Paşa'nın sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Not: Yalıdaki stil fotoğraflarım için tık tık 


12 Kasım 2015 Perşembe

ST.REGIS SPAGO'DA BRUNCH

Wolfgang Puck’s Spago restaurant combines stunning views of Maçka Park and the Bosphorus with a warm, contemporary design and original artwork. I tried few weeks ago Spago's amazing brunch.You can also drink Bloody Mary during Spago's brunch, St.Regis signature cocktail. First created in 1934 at the original St. Regis Hotel in New York, the Bloody Mary is an indelible part of the St. Regis experience. Today each St. Regis hotel presents its own interpretation of the original recipe.


Biz yıllardır yılbaşı kutlamalarını evde ailecek yaparız. Tüm bayanlar mutfağa girer ve marifetlerini tek tek sergilerler. Yılbaşı gecesi yemeklerin en kralı sofraların en şaşalısı hazırlanır. Ben ama her seferinde heyecanla beklediğim sofraya oturduğumda bir iki çataldan sonra doyarım. O nedenle benim asıl yemeğim yılbaşı ertesi başlar. Bir gün öncesinden kalan tüm yemekleri sabahları kahvaltıda yemek en ama en büyük zevkim. Şimdi başlıkta St.Regis brunch yazıyor yılbaşı yemeğini niye anlatıyorsun diyebilirsiniz ama nedeni çok açık. Ben St.Regis brunchında yılbaşı neşemi buldum. Kahvaltıda pek alışık olmadığımız lezzetleri burada afiyetle yiyebiliyorsunuz. Yani bir nevi yılbaşı gibi.

2 Kasım 2015 Pazartesi

OLIVIER MAGNE GASTRONOMETRO'DA

The famous French Pastry Chef Olivier Magne visited GastronoMetro(a Gastronomy platform) Olivier Magne showed us some tricks about French breads and we learned how to bake beautiful breads. Here are the photos of his amazing breads and guess which ones were made by me :)))


Metro marketlerini hepimiz biliyoruz, peki Metro'nun Türk gastronomisinin geleceğine yön vermek ve yeni nesillere bilgiler aktarmak için GastronoMetro'yu kurduğunu biliyor muydunuz? Ben açıkcası yeni öğrendim ve kendilerini çok takdir ettim. Gastronomi dünyasının ve sektör profesyonellerinin buluşma platformu olarak tasarlanan GastronoMetro'nun geçtiğimiz günlerde çok özel bir konuğu vardı, Fransa'nın ünlü pasta ve ekmek şefi Olivier Magne. On parmağında on marifet olan bir Berry'yim ya ben, dondurmadan sonra ekmek yapmayı da öğrendim. Olivier Magne'nin önderliğinde önce işin azıcık teorisini öğrendik sonra da tabii ki pratiğini de yaptık. Olivier Magne'nin yarattığı ekmekler hem çok lezzetli hem de hepsi birer sanat eseri gibi. Bildiğimiz klasik ekmek görüntülerinden çok ama çok farklı bir sunumla hepsini hazırladık. Sonuç: Hocamızın ekmekleri yıkılıyor, bizimkiler de azıcık yandan çarpılmış gibi oldu ama olsun tatları o kadar güzeldi ki tüm aile afiyetle yedik hemencecik bitirdik.
Not: Sizler de yeme içmeye meraklıysanız GastronoMetro'nun sayfasını mutlaka inceleyin. Temel mutfak eğitimleri, Pasta ve Ekmekcilik stüdyosu, ürün geliştirme mutfağı, mahzeni, bar ve barista stüdyosu ve konferans salonlarıyla sizin de ilginizi çekecek bir eğitim burada mutlaka vardır ;)